ALETLER TEMİZLİK VE DEKONTAMİNASYON YAPILMADAN ASLA STERİL EDİLEMEZ. |
Kritik araç-gereçler | Yarı kritik araç-gereçler | Kritik olmayan araç-gereçler | ||||||
Steril vücut dokuları, sıvıları veya vasküler sistemle temas eden araç-gereçler Cerrahi aletler Mutlaka STERİL olmalıdır |
Bütünlüğü bozulmuş cilt veya mukoza yüzeyleri ile temas eden araç-gereçler Laringoskop vb. STERİLİZASYON veya YÜKSEK DÜZEY DEZENFEKSİYON |
Sağlam ciltle temas eden ama mukoza teması olmayan araç-gereçler Tansiyon aleti, stetoskop, çarşaflar, yatak başlıkları vb. ORTA veya DÜŞÜK DÜZEYDE DEZENFEKSİYON veya sadece su ve deterjan ile basit TEMİZLİK |
Kritik Aletler | Cerrahi aletler |
-Isıya dayanıklı olanlar için etüv ile sterilizasyon -Isıya dayanıksız malzeme için %10 çamaşır suyu ile dezenfeksiyon |
Tek kullanımlık aletlerin yeniden kullanımında (re-usable aletler) uygulamalar sürecinde protokole titizlikle uyulmalıdır |
Yarı Kritik Aletler |
Laringoskop bladleri, ambu mask, | % 10 çamaşır suyu ile dezenfeksiyon | Dezenfeksiyon sonrası çeşme suyu ile durulanmalı, kurutulmalı ve dolapta saklanmalıdır |
Kritik Olmayan Aletler |
Tansiyon aleti manşonu, EKG kablo ve probları, tutucuları, steteskop, ilaç kadehleri | 1/100 dilüe çamaşır suyu ya da %70 alkol ile silinir | Çamaşır suyu sadece sert ve düzgün yüzeyler için uygundur. Deri, mukoza ve göz irritasyonu yapabilir ve metal yüzeylerde korozyon yapabilir |
|
Nemlendiriciler | Tek kullanımlık olması önerilir | Mutlaka içine steril su konulmalı. Sabit nemlendiriciler kullanılıyor ise her hastadan sonra çıkarılmalı 1/10 çamaşır suyu ile dezenfekte edilmeli, kullanılmadığında rezervuarları kuru olarak tutulmalıdır |
|
Medikasyon nebülizatörleri | Tek kullanımlık olması önerilir. Aynı hastada tedavi sonuna kadar kullanılabilir | Alkolle silinip kuruduktan sonra kullanılabilir |
|
Kumaş ve tekstil malzemeler | % 3 H2O2 kullanılır. Sağlanamadığı takdirde 1/100 çamaşır suyu kullanılabilir |
Org. mad. etkilenme |
Tüberkülosit etki | Avantajları | Dezavantajları | Kullanım |
+ | + |
-Hızlı etkili -Geniş etki spektrumu -Ucuz -Toksisitesi az -Yüzeylere fikse olmuş mikropların, biofilm tabakasının Uzaklaştırılmasında etkilir. |
-Organik maddelerden oldukça etkilenir -Koroziv -Stabil değildir -Amonyak ve asitlerle toksik bileşikler oluşturur -Tekstil ürünlerinin rengini giderir. |
-Günlük temizlik için 1/100 oranında sulandırılır -Yoğun kontaminasyonda 1/10 oranında sulandırılır -Başka temizlik ürünleriyle karıştırılmamalıdır. Çözelti hazırlandığı gün kullanılmalıdır. |
Org. mad. etkilenme | Tüberkülosit etki | Avantajları | Dezavantajları | |
Alkoller (%60-90) % 70’lik etil alkol, n-propil alkol ve izopropil alkol |
Hafif | + |
-Çabuk etkili -Toksik-allerjik etkileri yok -Su ve kurutma gerektirmez -Diğer dezenfektanlarla (iyot, klorhekzidin...) etkili kombinasyonlar -Cilt-el antisepsisi ve temiz sert yüzeylerin dezenfeksiyonu için uygun |
-Çabuk buharlaşır -Farkedilmez -Yanıcı -Kalıcı (rezidüel) etkisi yok -Penetrasyonu zayıf -Temiz şartlarda etkili -Uzun süreli kullanımda cildi kurutabilir -Mercekli aletlerin montaj materyalini bozabilir, lastik-plastik malzemeyi sertleştirebilir. |
İyodoforlar (povidon iyot) Aktif maddesi %10 povidon iyot ve %7.5 povidon iyot |
+ | + |
-İyot’un ağır koku, tahriş edici etki ve kalıcı boyama özelliklerini göstermezler. -Hem antiseptik ve hem de dezenfektan olarak kullanılabilirler. -Deterjanlarla (noniyonik ve katyonik) kombine etki gösterirler. |
-Nispeten yavaş etki gösterirler. -Kan varlığında aktivitelerini büyük ölçüde kaybederler -Metallere koroziv etki yapabilir. -Nadiren iyot alerjisi oluşturabilir -Cilt,göz irritasyonu yapabilir. |
Ürün |
Kullanım | Dilüsyon | Klorin miktarı | Oran |
Çamaşır suyu (% 5 sodyum hipoklorit 50 000 ppm) |
Kan dökülmesi |
1 ölçek ÇS 9 ölçek su |
% 0.5 5000 ppm |
1/10 |
Yüzey temizliği |
1 ölçek ÇS 50 ölçek su |
% 0.1 1000 ppm |
1/50 | |
1 ölçek ÇS 100 ölçek su |
%0,05 500ppm |
1/100 | ||
Gıda yüzeyleri |
1 ölçek ÇS 200 ölçek su |
% 0.025 250 ppm |
1/250 | |
Alet temizliği (prion) |
1 ölçek ÇS 1 ölçek su Dilüe etmeden |
% 2.5 25 000 ppm % 5 50 000 ppm |
||
Çamaşır suyu (% 2.5 sodyum hipoklorit 25 000 ppm) |
Kan ve vücut sekresyonlarının dökülmesi, Kontamine olmuş araç ve gereçlerin dezenfeksiyonu, Temizlik amacıyla kullanılan paspas, kova vb. malzemelerin kullanım sonrası temizliği |
1 birim Na-hipoklorid + 4 birim su |
5 000 ppm |
1/10 |
Yer-yüzey dezenfeksiyonu |
Ana depoda hazırlanan 5 000 ppm’lik solüsyondan 1 birim + 9 birim su |
500 ppm | 1/100 |
Hipertansiyon sürekli anormal derecede yüksek olan kan basıncıdır. Tansiyon atardamarlarınızdaki kanın basıncıdır.
Kan dolaşımı, içerisindeki basıncın sürekli olarak değiştiği kapalı bir sistemdir. Kalp dışarıya kan pompaladıkça her kalp atışı kasılma yüksekliğinde sistolik basınç denilen bir doruk noktasına yükselir. Daha sonra kalp atışından hemen önce ulaştığı diastolik basınç denilen bir alt seviyeye düşer. Diastolik basınç kalp atışları arasında gidip gelen bir basınçtır.
Devir içerisindeki değişikliklere ek olarak fiziksel zorlama seviyesi, anksiyete , stres, duygusal değişiklikler ve diğer faktörler ile birlikte kan basıncı da sürekli değişme gösterir. Bu nedenle sadece bir kez yapılan ölçümler bir anlam ifade etmez ve kan basıncının farklı zamanlarda istirahat halinde kontrol edilmesi gerekmektedir. Kan basıncı milimetre cıva (mmHg) olarak ölçülür. Hipertansiyon genellikle zorlanma halinde 140 mmHg veya daha fazla sistolik kan basıncı (büyük tansiyon) veya dinlenme halinde 90 mmHg veya daha fazla diastolik kan basıncı (küçük tansiyon) olarak tanımlanır.
Beslenme kontrolü ve egzersiz artışı gibi hayat tarzındaki değişiklikler kan basıncı artışı bulunan herkes için önemlidir.
160 mmHg veya daha fazla sistolik basınç ve/veya 100 mmHg veya daha fazla diastolik basınç durumlarında genellikle ilaç tedavisi önerilir.
Kan basıncı 140/90-160/100mmHg arasında olduğunda hayat tarzında değişikliklerin olması ve yüksek kolesterol, sigara veya geçmişteki bir felç veya kalp krizine yönelik bir risk bulunmaması koşuluyla tabletler gerekli olmayabilir.
90–109 mmHg’lik diastolik basınç orta yaşlı yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinde bulunur. Gençlerde daha az yaşlılarda ise daha sık görülür. 110-129 mmHg ’lik diastolik basınç yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde dördünde görülür. Ancak yüksek kan basıncı bulunan ama bunun farkında olmayan çok sayıda insan olduğuna inanılmaktadır.
Semptomlar
Genel inanışın aksine atardamar, böbrek, beyin, göz veya başka bir bölgede ikincil komplikasyonlar gelişmedikçe yüksek kan basıncı (hipertansiyon) çok ender olarak semptomlara neden olur. Komplike olmayan yüksek kan basıncı baş dönmesi, baş ağrısı, bitkinlik, burun kanamaları veya yüz kızarmasına neden olmaz.
Nedenler
Vakaların yaklaşık %90’ında hipertansiyonun nedeni bilinmemektedir, bu gibi vakalarda buna birincil (esansiyel) hipertansiyon denir. Birincil hipertansiyon çok yaygındır ve yetişkin nüfusunun yaklaşık yüzde yirmisini etkiler.
Yaşam tarzı ve genetik faktörlerin de payı olabilir. Erkekler de biraz daha yaygındır. Obez insanlar ve yüksek oranda alkol kullananların hipertansiyon geçirmeleri daha olasıdır. Stresinde bu durumda payı olabilir.
Az sayıda insanda hipertansiyonun altında yatan nedenler arasında Cushing sendromu , böbrek hastalığı veya nadiren adrenalin bezindeki adrenalin üreten hücrelerin tümöre yakalanması gibi nedenler bulunur. Kombine ağız yoluyla alınan gebelik önleyiciler hipertansiyona neden olabilir. Hamile kadınlarda pre-eklampsi ve eklampsi potansiyel olarak ölümcül olan yüksek kan basıncına sebep olur.
Kan basıncında meydana gelen genel bir artışın atardamarlara zarar verdiği bilinir; atardamarın zarar görmesi kan basıncının yükselmesine neden olabilir. Atardamar zedelenmesi atardamarların esnekliğini etkileyerek onları katı ve sert hale getirir. Ayrıca atardamarların daralmasına neden olabilecek bir atardamar hastalığı olan ateroskleroz gelişimine de yardımcı olur. Atardamarlar yaş ile birlikte daha sert hale geldiğinden bu durum yaşlı insanlarda daha sık görülür.
Teşhis
Kan basıncı iki rakam kullanılarak ölçülür; önce sistolik (kalbin kasıldığı ve kanı vücuda gönderdiği anda atardamarlardaki basınç) ve sonra da diastolik (her kalp atışı arasında kalbin kanla dolduğu anda atardamarlardaki basınç).
Kan basıncı şişirilebilir bir kolluk kullanılarak ölçülür. Bu kolluk kolun yukarı kısmını saracak şekilde yerleştirilir. Kolluk şişirilir ve doktor veya hemşire hava serbest bırakılırken kolluğun hemen altındaki atardamarı dinler. Kalp atışı duyulduğunda sistolik basınç kaydedilir. Ses kaybolduğunda ise diastolik basınç kaydedilir. Bazen otomatik bilgisayarlı kan basıncı ölçüm makinesi kullanılır.
Bazı kimseler doktor ziyaretlerinde gergin olurlar ve bu durum kan basıncında geçici bir yükselmeye sebep olabilir. Bu nedenle kan basıncı üç ayrı durumda ölçülene kadar genellikle hipertansiyon teşhisi konulmaz. Kan basıncının düzenli kontrol edilmesi gerekir.
Tedavi
Hipertansiyon tedavisi yaşam tarzında yapılacak değişiklikler ile gerekli görüldüğünde ilaç tedavisini kapsar. Çoğu hafif hipertansiyon vakasında kan basıncını normale düşürmek için yemek alışkanlıklarını değiştirme, düzenli egzersiz, az yağlı besinler yeme, sigarayı bırakma ve gerekli ise tuz ve alkol alımını azaltma yeterlidir.
Bu değişikliklerin başarılı olmaması durumunda ilaç tedavisi gereklidir.
Hipertansiyon tedavisinde üç temel ilaç türü kullanılır:
İdrar sökücü ilaçlar idrara daha fazla su ve tuz katmak ve kan hacmini düşürmek üzere etki ederler ve böylece basıncı aşağı çekerler. İdrar sökücüler çoğu zaman yüksek kan basıncına yönelik ilk tedavi seçimidir.
Beta- blokerler kalbi yavaşlatıp, daha yavaş atmasını sağlayarak kalbin hormon ve sinir kontrolüne müdahale ederler; böylelikle basıncı düşürürler.
Şeker hastalığı geliştirme riskiniz bulunuyorsa kan damarlarınızı gevşetecek ACE inhibitörü denilen ilaçları kullanmanız tavsiye edilebilir.
Son olarak ayrıca kalp damarlarınızı gevşetecek ve kanın daha serbest akmasına yardımcı olacak kalsiyum kanalı blokeri almanız da önerilebilir.
Sorunun altında hormonal bozukluk gibi tıbbi bir neden yatıyorsa bu hastalığın tedavisi genellikle kan basıncının normal seviyeye düşmesi ile sonuçlanır.
Tedaviniz düzenli olarak gözden geçirilmelidir. Yaşam tarzınızda değişiklikler yaptıysanız (Hastalığın önlenmesine bakınız) ve kan basıncınız normal seviyeye düştüyse doktorunuz belirli bir deneme süresi için ilaç tedavinizi kesmenizi tavsiye edebilir.
Komplikasyonlar
Komplikasyonları diğer hastalıklara oranla daha sık ölüme ve ciddi yetersizliğe neden olduğundan hiç kimse yüksek kan basıncını görmezlikten gelemez. Uzun süreli yüksek basınçlar yaşlanma sürecini artırır ve kan damarları için çok zararlıdır.
Özellikle, atardamar sertleşmesinin atardamarların iç yüzeyindeki kolesterol plağı tortusu ve diğer materyaller ile ilişkilendirildiği öldürücü atardamar hastalığı ateroskleroz gelişimine katkıda bulunurlar.
Batı dünyasının iki büyük ölüm nedeni olan koroner tromboz ve felç büyük risklerdir ancak yüksek kan basıncı da kalp, böbrek ve gözlere ciddi derecede zarar verebilir. Hipertansiyon araştırılmalı ve her yetişkin düzenli kontroller yaptırmalıdır. Neyse ki etkili ve yerinde tedavi bu ciddi komplikasyonlara yönelik ilave riski büyük oranda ortadan kaldırabilmektedir.
Hastalığın Önlenmesi
Yaşam tarzınızda değişikler yapın: daha az tuz içeren sağlıklı yemekler yiyin ve gerekirse kilo verin. Sigarayı bırakın, düzenli olarak egzersiz yapın ve alkol ve kafein tüketimini azaltın.
Düzenli kan basıncı kontrolleri yapmak özellikle de ailenizde hipertansiyon geçmişi var ise çok önemlidir. Komplikasyonlar ortaya çıkmadan önce tavsiye veya tedavilere başlanabilir
Memenizi başparmak tepede ve dört parmak aşağıda J şeklinde tutarak destekleyin. Parmaklarınız areolanın gerisinde olmalıdır. İlk günlerde ya da göğüsler çok büyük ise tüm emzirme boyunca desteklemek gerekebilir.
Meme ucunuza bir damla süt çıkarın ve meme ucunu kullanarak bebeğin dudaklarına, ağız kenarına dokunun böylece bebeğinizin ağzını genişçe açmasını sağlayın.
Bebeğinizi tüm vücudu size dönük olarak tutun. Bebeğiniz meme başı ile birlikte olabildiğince areolayı ağzının içine alacaktır. Bebek sadece meme ucunu almamalıdır.
Bebeğin dilinin alttan meme ucunu kavradığını ve dudaklarının dışarıya doğru kavradığını kontrol edin. Eğer alt çenenin yeterli açılmadığını fark ederseniz çeneye hafifçe bastırın ve açılmasını, alt dudağın da dışarıya dönmesini sağlayın. Bebeğin çenesi memeye değecektir.
Bebeğinizin ileri geri çene hareketlerini gözleyin ve arada yutma seslerini takip edin. Bebeğin burnu ve çenesi memeye değebilir. Emzirmek canınızı acıtmamalıdır. Eğer acı duyarsanız bebek büyük ihtimalle yanlış kavramıştır bebeği nazikçe memeden ayırın ve tekrar deneyin. Bebeğinizi memeden ayırırken küçük parmağınızı yavaşça ağzının kenarından içine sokun bebeğiniz parmağınızı emerken memeden ayırın.
Emzirirken Bebeğimi Nasıl Tutmalıyım?
Bebeğinizi emzirmek için değişik şekillerde kucaklayabilirsiniz. Burada dikkat edeceğiniz durum bebeğin ağzı memeye yakın olmalı bebek memeye uzanmak için fazla çaba harcamamalı ve bütün vücudu aynı düzlemde ve size dönük olmalıdır. Bunlara dikkat ederseniz bebeğinizin memeyi tam ve doğru kavraması çok kolaylaşacaktır. Kolunuzu, dirseğinizi destek yapabilir ve kendinizin ya da bebeğinizin yanlarına yastık yada minder koyabilirsiniz.
1. Kucaklama : Pek çok anne için rahattır ve en sık uygulanır. Kucakladığınız kol tarafındaki memeyi emer
2. Ters Kucaklama : Prematüre yada kavramada güçlük çeken bebekler için uygundur. Emzirdiğiniz memenin tersi kolunuzla bebeği kavrayın diğer elinizle başa ya da memeye destek olun
3. Koltuk Altı : İkizlerde, büyük göğüslü annelerde, düz-çökük meme başı yada kavrama güçlüğünde uygundur. Emzireceğiniz göğsün olduğu koltuk altına doğru bebeğinizi uzatın
4. Yatarak: Sezaryen doğum, problemli vajinal doğum sonrası yorgun anneye dinlenme ve emzirme sağlar. Bebeğin yüzü ve bedeni size dönük olmalıdır.
EMZİRMEYE BAŞLAMA
Bebek emmeye başladığında “gerilme hissi” normaldir ancak eğer emzirme acı veriyorsa bebek doğru konumlanmamış demektir. Böyleyse durun ve bebeği göğüsten ayırın yeniden başlayın.
Bebeği göğüsten çekerek çıkarmayın, onun yerine ağzının köşesine köşesinden küçük parmağınızı damakların arasına sokup nazikçe çıkarın.
Bebeğin her emmeden sonra geğirmesi gerekebilir. Bunun için onu ayağa kaldırın ya da omzunuza yaslayın ve sırtını ovalayın ya da vurun. Her bebek geğirecek diye bir şey yoktur o yüzden endişelenmeyin.
BEBEĞİ MEMEDEN AYIRMA
Bebek emmeye başladığında “gerilme hissi” normaldir ancak eğer emzirme acı veriyorsa bebek doğru konumlanmamış demektir. Böyleyse durun ve bebeği göğüsten ayırın yeniden başlayın.
Bebeği göğüsten çekerek çıkarmayın, onun yerine ağzının köşesine köşesinden küçük parmağınızı damakların arasına sokup nazikçe çıkarın.
Bebeğin her emmeden sonra geğirmesi gerekebilir. Bunun için onu ayağa kaldırın ya da omzunuza yaslayın ve sırtını ovalayın ya da vurun. Her bebek geğirecek diye bir şey yoktur o yüzden endişelenmeyin.
HAZIRLIK
Bezi değiştirmeden önce, ihtiyacınız olan her şeyin bir kol mesafesinde olduğundan emin olun. Bunlar; temiz bir bez, bebek mendilleri ve bebek kremi.
ELLERİNİZİ YIKAYIN. Bebeği altını değiştireceği yer yatırın. Eğer huysuzluk ederse ninni söyleyin ya da en sevdiği bir oyuncağı verin.
Bebeğin altını soyun ve alt bezini çıkarın. Bezin ön tarafını dışkıyı silmek için kullanın. Kirli bezi torbaya koymadan önce sıkıcı sarın.
TEMİZLİK VE KREMLEME
Bebeğin altını mendillerle yumuşak şekilde temizleyin. Kıvrımların temizlendiğinden emin olun ancak bebeğin arasını temizlemeye kalkmayın. Benzer şekilde erkeklerin sünnet derisi asla geriye itilmemelidir.
Bebeğin altının arkasını temizlemek için ayaklarını parmaklarınızla bileklerinden kavrayıp hafifçe yukarı kaldırın. Kızların önden arkaya doğru temizlenmesi enfeksiyonlar için daha güvenlidir.
Bebeklerin isilik olmaması için krem kullanın.
YENİ BEZ TAKILMASI
Temiz bir bez açın, yan bantların öne doğru olduğundan emin olun. Bebeği ayak bileklerinden kavrayıp bezi altına itin. Ön tarafı üstüne kapatıp, bebeğin belinde sıkıca sabitleyin.
Bebeği giydirip beşiğinde ya da karyolasında güvenli hale getirdikten sonra eski bezi atın. Bebeğin yüzüne ya da ellerine dokunmadan önce ellerinizi iyice yıkayın.